Hollanda’da Hobilerini İşe Çevirdiler

Hollanda’da Hobilerini İşe Çevirdiler

Türk insanın hobi sahibi olamaması, Hollanda’ya göç ettikten sonra daha da dikkatimi çekti. “Zamanımız ve paramız vardı da biz mi yapmadık?!” diye içinizden geçirmiş olabilirsiniz. Annem olsa “Yapan nasıl yapıyor?” derdi ama ben demiyorum :). Çünkü benim de bir hobim olmadı.

Hollanda‘da hobilerini işe dönüştüren yaratıcı bir o kadar da renkli bir çift ile röportaj gerçekleştirdim. Hem kendi hobileri “resin wood arts”tan hem de Holllanda’da nasıl şirket kurduklarından bahsettiler. 

Klasikleşen soru ile başlayayım. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

NK: Ben Nurcan Karaduman. 4 yıl önce Ankara’dan Hollanda’ya taşındık. Ankara’da kurumsal bir şirkette çalışıyordum. Şimdi ise burada Philips’te çalışıyorum. Eşim Ömer ise Tom Tom firmasında çalışıyor. 

Resin Nedir?

Türkçe’deki karşılığı reçine; ağaçlardan çıkan yapışkan sıvı yani. Kehribar denilen malzeme de bu reçinenin fosilleşmiş halidir mesela. Bizim kullandığımız türü olan “epoksi reçine” doğal reçinenin kimyasal bir taklidi sayılır, sıvı olarak başlayıp birkaç gün içinde cam gibi bir hale dönüşen bir madde.

Resin Wood fikri nereden çıktı ?

NK: Daha Türkiye’deyken  ahşap veya taşları şekillendirerek bir şeyler yapmaya çalışıyordum. Yani ufak tefek ilgim ve malzemelerim vardı. Hatta evin salonunda pipo yapıp tüm evi ahşap tozuyla doldurmuşluğum bile var.

ÖK: Hollanda’ya geldikten sonra aslında bu hobiye bir süre ara vermiştik, ta ki Nurcan’ın İngilizce öğretmenine özel bir kolye hazırlama fikri aklımıza gelinceye kadar. Kızımız Arya’nın, ahşap bir yapbozunun parçaları bozulmuştu ve atıl vaziyette duruyordu. O parçaları kullanarak içinde öğretmenin dövmesindeki figürün de bulunduğu küçük bir kolye yaptık ve çok beğeni aldı.

Arya da, kendisine benzer kolyeler isteyince kalan yapboz parçalarından kolyeler yaparak devam ettik.

O aralar YouTube’da epoksi ile takı, aksesuar, mobilya yapanları görüp çok özeniyorduk ama nedir, nereden başlanır bir fikrimiz yoktu. Bir deneyelim diye küçük bir set aldık. Kalıbımız falan da olmadığı için şişe kapağı, şekerleme kabı, ne bulursak onunla bir şeyler yapmaya çalıştık, çoğu da hüsran oldu tabi. 

Daha sonra silikon bir kalıp alıp daha güzel şeyler çıkarmaya ve arkadaşlara hediye etmeye başladık. 

İşin boyutu esas olarak Turkish Professionals Network’un bize, “Kadınlar Günü’nde satış yapmak ister misiniz?” diye sormasıyla oldu. Bir anda kendimizi seri üretim halinde epoksi kolyeler yaparken bulduk. Yani hobimizin işe dönüşme noktası burasıydı. Bu noktadan sonra da acaba hangi ahşabı nasıl kullansak, içine hangi çiçeği koyabiliriz, daha yaratıcı şeyler çıkarabilir miyiz derken bu günlere kadar geldik.

Şu an gelen siparişleri nerede yapıyorsunuz? Satış yaptığınız bir dükkanınız var mı ?

NK: Evimizin bir odası hem ev-ofis, hem de atölye gibi. Resini dökerken ve kurumasını beklerken temiz bir ortamda bulunmak gerekiyor, bu yüzden o kısmı evde hallediyoruz. Şekil verme, zımparalama, parlatma gibi işlemleri ise genelde bahçedeki atölyede yapıyoruz.

Esas kullandığımız platform Instagram (instagram.com/resinwoodarts), satış ve iletişim işlerini şimdilik Instagram üzerinden yapıyoruz. Bir web sitemiz de var (www.resinwoodarts.com). Web sitemiz üzerine çalışıyoruz.

Kişiye özel ürünler tasarlıyorsunuz. Sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla saç ve ilk bebek dişi ile kolye, küpe, anahtarlık yapıyorsunuz. Saklamak istediğimiz ürünü size getirdiğimizde onu ömürlük hale getirebilir misiniz?

Bizi farklı kılan noktalardan birisi de; kişiye özel çalıştığımız bu ürünler. İnsanlarla tasarım üzerine konuşup, karşılıklı fikir alışverişi ile zaten manen anlamlı olan bu şeyleri fiziksel olarak da güzel bir hale getirip ölümsüzleştirmeye çalışıyoruz.

Hatta Hollandalı bir müşterimiz, eşinin krematoryum küllerinden kendisine takı yapıp yapamayacağımızı sormuştu. Daha önce böyle bir şey yapmadığımız, hatta hiç bu küllerden görmediğimiz için baya heyecanlandık. 

Tam kalp hizasına gelecek minik bir damla şeklinde bir kolye istemişti. Ürünü aldıktan sonraki gün bizi ziyaret etti, çok duygulanmıştı, ağlayarak “Sanki vefat etmiş eşime sarılarak uyudum” dedi. Çocuklarına, babalarının küllerinden anahtarlık yaptırdı ve bize de eğer örnek ürünler yapmak istersek diye bir miktar kül bıraktı.

Bu küllerden birkaç numune yaptık, amacımız sadece örnek olarak göstermekti, katıldığımız bir yılbaşı etkinliğinde insanlara bu ürünler çok çekici geldi ve ısrarlara dayanamayıp o numuneleri de sattık.

Genel olarak baktığımızda, kuru olan hemen hemen her şeyi saklamak mümkün. Hatta UV koruyuculu epoksi kullandığımız için epoksi içine koyduğumuz malzemeler özelliklerini çok daha uzun süre muhafaza edebiliyor. Bugüne kadar bebek saçları, çocuk dişleri gibi manevi değeri olan ürünlerle defalarca çalıştık ama bunlarla sınırlı kalacağız diye bir şey yok.

Mesela şu an bir “göbek bağı kolyesi” üzerinde çalışıyoruz, yakında sayfamızda yayınlayacağız. 

Geçtiğimiz haftalarda Amerika’dan çok ilginç bir istek geldi; eşinin parmağından kopan parçayı saklamak istiyorlarmış. Belki ufukta bir parmak kolyesi de olabilir yani :). 

Son olarak, Eindhoven’a son dönemde gelen göçmenler arasında hobisini işe çeviren ilk göçmenlerdensiniz. Expatlar şirket açma başvurusu için hangi adımları takip etmeli? 

Hollanda’da şirket açma süreci çok kolay. Biz festivallere, fuarlara katıldığımız için hemen şirket açıp vergi numarası almak istedik.

İlk olarak Kamer van Koophandel (Kvk) dan randevu alıyorsunuz. Bilgilerinizi ve ne tarz bir iş yapmak istediğinizi yazıyorsunuz. Şirket açılış ücreti 50 Euro. KVK binasında Türk bir yetkili de çalışıyor. Ana dilinizde rahatlıkla tüm sorularınızı sorabilirsiniz. Bizden sonra 4 arkadaşımız daha şirket kurdu. Şirket açmak için en kolay kısmı.

Keyifli sohbetimizin sonuna geldik. Bir sonraki yazım “Şirket açsam mı? Kime sorsam? Nerelere gitsem? 🙂 diyenlere gelsin.

Pek yakında “Adım adım Hollanda’da Şirket Nasıl Kurulur” yazısı….

aysaa

Related Posts

Azim, Çaba ve Başarının Hikayesi

Azim, Çaba ve Başarının Hikayesi

Cito ve IEP Arasındaki Fark: Eğitimde Bireyselleştirmenin Gücü

Cito ve IEP Arasındaki Fark: Eğitimde Bireyselleştirmenin Gücü

Türk Diş Hekiminin Hollanda Yolculuğu

Türk Diş Hekiminin Hollanda Yolculuğu

İsviçre Alpleri’nde Panoramik Bir Tren Macerası

İsviçre Alpleri’nde Panoramik Bir Tren Macerası

1 Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

İlginizi çekebilir

Dil secenekleri

Tags